Mickey Rourke ve Robert De Niro: 38 Yıllık Çatışma ve Angel Heart Setindeki Gerilim
- 18 Eyl
- 3 dakikada okunur

Mickey Rourke, Hollywood’un en renkli ve tartışmalı figürlerinden biri. Kariyerinde iniş çıkışlarla dolu bir yolculuk yaşayan Rourke, 1987 yapımı Angel Heart filminin setinde, idolü Robert De Niro ile yaşadığı tatsız bir deneyim yüzünden 38 yıldır süren bir husumete sahip. Rourke’un, “Artık ona saygı duymuyorum, onu görmezden geliyorum” sözleri, bu çatışmanın derinliğini gözler önüne seriyor. Peki, bu iki efsanevi oyuncunun arasındaki gerilim nasıl başladı ve neden hâlâ devam ediyor?
Angel Heart: Çatışmanın Başlangıç Noktası
1987’de vizyona giren Angel Heart, Alan Parker’ın yönettiği, New Orleans’ta 1955’te geçen karanlık bir gerilim filmi. Filmde, Mickey Rourke özel dedektif Harry Angel rolünü, Robert De Niro ise gizemli Louis Cypher karakterini canlandırıyor. Hikaye, Harry’nin, Johnny Favorite adlı kayıp bir şarkıcıyı bulmak için aldığı işin onu karanlık bir yolculuğa sürüklemesini anlatıyor. Film, eleştirmenlerden olumlu yorumlar alsa da gişede beklenen başarıyı elde edemedi, ancak yıllar içinde kült bir yapım haline geldi.
Rourke, sette De Niro ile çalışmaktan dolayı büyük bir heyecan duyuyordu. Arşiv görüntülerinde, De Niro’yu “gördüğüm en konsantre oyuncu” olarak övüyor ve onunla çalışmanın oyunculuğa olan tutkusunu yeniden canlandırdığını söylüyordu. Ancak bu hayranlık, kısa sürede hayal kırıklığına dönüştü.
De Niro’nun Soğuk Tavrı: “Sette Konuşmayalım”
Çekimler sırasında De Niro, Rourke’a beklenmedik bir öneride bulundu. Allocine ve Page Six kaynaklarına göre, De Niro, karakterlerinin filmdeki dinamiklerini korumak için sette birbirleriyle konuşmamalarını önerdi:
“Beş dakika sonra yanıma geldi ve dedi ki, ‘Karakterlerimiz yüzünden konuşmamamız daha iyi. Merhaba demeyelim, konuşmayalım, hiçbir şey yapmayalım.’ Bu, duygularımı biraz incitti çünkü ona hayrandım.”
Rourke, bu talebi kişisel algıladı ve derinden etkilendi. O dönemde Taxi Driver ve Raging Bull gibi filmlerle efsaneleşen De Niro’ya, Marlon Brando ve Al Pacino ile birlikte büyük bir hayranlık besliyordu. Ancak bu olay, Rourke’un De Niro’ya olan saygısını kaybetmesine neden oldu. 2019’da verdiği bir röportajda şunları söyledi:
“Ona artık hayran değilim, onu görmezden geliyorum. Ben sokaklardan geldim, o hayatı bilmez. Onunla her karşılaştığımda, gözlerinin içine bakıp onu yok sayıyorum.”
The Irishman Tartışması: Gerilim Yükseliyor
Rourke’un De Niro’ya olan kırgınlığı, yıllar içinde büyümeye devam etti. 2019’da Rourke, Martin Scorsese’nin The Irishman filminde Al Pacino, Joe Pesci, Christopher Walken ve De Niro ile birlikte rol alması için teklif aldığını iddia etti. Ancak, iddiasına göre De Niro, onun projede yer almasını engelledi:
“Scorsese, benimle The Irishman için buluşmak istedi. Oyuncu seçimi ekibi, menajerime De Niro’nun benimle çalışmayı reddettiğini söyledi.”
De Niro’nun temsilcisi Stan Rosenfield ve The Irishman’in yapımcıları Jane Rosenthal, Emma Tillinger Koskoff ve casting direktörü Ellen Lewis, bu iddiayı yalanladı. Rourke’un ne film için düşünüldüğünü ne de herhangi bir rol teklif edildiğini belirttiler. Bu çelişkili açıklamalar, iki oyuncu arasındaki gerilimi daha da alevlendirdi.
Instagram Patlaması: “Seni Mahcup Edeceğim”
2020’de Rourke, öfkesini bir adım öteye taşıdı ve Instagram’da (artık silinmiş) bir paylaşımda De Niro’ya doğrudan seslendi. Gönderide, De Niro’yu “ağlak” ve “yalancı” olarak nitelendirdi ve karşılaşırlarsa onu “utandıracağını” söyledi:
“Hey Robert De Niro, evet seninle konuşuyorum, ağlak herif. Bir arkadaşım, birkaç ay önce bir gazetede benim yalancı olduğumu söylediğini aktardı. Sen, beni yalancı diye çağıran ilk kişisin. Yemin ederim, seni gördüğümde seni fena halde mahcup edeceğim.”
De Niro, bu provokasyona yanıt vermedi ve sessiz kalmayı tercih etti. Bu olay, Rourke’un 38 yıllık öfkesinin hâlâ dinmediğini gösterdi.
Neden Bu Kadar Derin Bir Çatışma?
Rourke’un tepkisi, sadece setteki bir yanlış anlaşılmadan ibaret değil. O, sokaklardan gelen, zor bir hayat yaşamış bir oyuncu olarak, De Niro’nun “metot oyunculuğu” bahanesiyle sergilediği soğuk tavrını samimiyetsiz buldu. Rourke, kendi hayat deneyimlerinin De Niro’nunkilerden daha “gerçek” olduğunu düşünüyor ve bu, onun öfkesini körüklüyor. Öte yandan, De Niro’nun sessizliği, onun bu tür çatışmalara girmekten kaçındığını gösteriyor – belki de profesyonel bir duruş, belki de Rourke’u ciddiye almama.
Angel Heart’ın Mirası ve İki Oyuncunun Kariyeri
Angel Heart, her ne kadar gişede sönük kalsa da, sinema tarihinde önemli bir yere sahip. De Niro’nun şeytani Louis Cypher performansı ve Rourke’un duygusal Harry Angel rolü, filmi unutulmaz kılıyor. Ancak bu iki oyuncunun yolları, o setten sonra bir daha kesişmedi.
Rourke, 80’lerde 9½ Weeks ve Barfly gibi filmlerle parladı, ancak 90’larda kariyeri düşüşe geçti. 2008’de The Wrestlerile muhteşem bir geri dönüş yaptı ve Oscar’a aday oldu. De Niro ise Goodfellas, Casino ve The Irishman gibi yapımlarla efsane statüsünü korudu.
Hayranlar İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu 38 yıllık husumet, Hollywood’un perde arkasındaki insan ilişkilerinin karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Rourke’un açık sözlülüğü ve De Niro’nun sessizliği, iki farklı kişiliği yansıtıyor. Eğer Angel Heart’ı izlemediyseniz, bu gerilim filmi, iki oyuncunun kimyasını görmek için harika bir fırsat.









Yorumlar