Sony'den Black Mirror Bölümlerini Aratmayan Hamle
- 4 dakika önce
- 2 dakikada okunur
Teknoloji dünyası ve oyun sektörü, yapay zekanın (AI) etik sınırlarını tartışmaya devam ederken, Sony bu ateşe adeta benzin döken yeni bir patentle gündeme oturdu. Japon teknoloji devi, kulağa bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi gelen, oyunları gerçek zamanlı olarak sansürleyebilen bir teknolojinin patentini aldı.
Oyuncular arasında şimdiden endişe yaratan ve sosyal medyada "Black Mirror senaryosu" benzetmeleri yapılan bu teknolojinin detaylarına gelin yakından bakalım.
"Otomatik ve Kişiselleştirilmiş" İçerik Düzenleme
Sony'nin dosyaladığı patentin başlığı oldukça masum görünüyor: "Yapay Zeka Kullanarak Otomatik ve Kişiselleştirilmiş Video İçerik Düzenleme." Ancak bu teknik başlığın altında yatan teknoloji, oyun deneyimimizi kökten değiştirebilecek kadar güçlü ve tartışmalı.
Sistem, oyuncuların oyun oynadığı sırada gameplay (oyanış) görüntülerini anlık olarak değiştirebilen gelişmiş bir yapay zeka altypusına dayanıyor. Basit bir "buzlama" tekniğinden bahsetmiyoruz; bu teknoloji, oyuncuların kendi filtrelerini oluşturmasına ve görmek istemedikleri içerikleri oyunun içinden sihirli bir şekilde silmesine olanak tanıyor.
Deepfake Teknolojisi ile Diyaloglar Bile Değişebilir
Dokümantasyonda yer alan detaylar, teknolojinin kapasitesinin ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor. Sistem şunları yapabiliyor:
Küfür ve argo kelimeleri anlık olarak susturma: Karakterler konuşurken sesin kısılması.
Görüntü manipülasyonu: Rahatsız edici sahnelerin üzerine sansür bantları çekmek veya bulanıklaştırmak.
Nesne Değişimi: Deepfake teknolojisi kullanılarak ekrandaki bir objenin tamamen başka bir şeyle değiştirilmesi.
Diyalog Değişimi: Orijinal senaryodaki cümlelerin, yapay zeka tarafından daha "yumuşak" versiyonlarıyla değiştirilmesi.
Fobisi Olanlar İçin Bir Kurtarıcı Olabilir Mi?
Sony, bu teknolojiyi sadece bir sansür mekanzisması olarak değil, aynı zamanda bir erişilebilirlik özelliği olarak sunuyor. Özellikle ebeveyn kontrolleri açısından devrim niteliğinde olabilir. Ancak asıl ilginç nokta, fobisi olan oyuncular için sunulan çözüm.
Örneğin, araknofobisi (örümcek korkusu) olan bir oyuncu, bu sistem sayesinde ekrandaki örümcekleri tamamen kaldırabilir veya onları zararsız başka nesnelere dönüştürebilir. Aynı şekilde palyaço korkusu olanlar için de benzer filtreler uygulanabilir. Bu açıdan bakıldığında, oyunları daha geniş kitleler için "konforlu" hale getirme potansiyeli taşıyor.
Sanatsal Bütünlük Tartışması: The Last of Us Örneği
Madalyonun diğer yüzünde ise oyun dünyasının en büyük endişesi yatıyor: Sanatçının vizyonu.
Eleştirmenler ve oyuncular, bu tür bir teknolojinin oyunların sanatsal bütünlüğünü bozabileceğini savunuyor. Örneğin, Naughty Dog'un başyapıtı The Last of Us Part II'yi ele alalım. Oyundaki şiddet, rahatsız edici sahneler ve duygusal ağırlık, hikayenin anlaşılması ve oyuncunun o dünyayı hissetmesi için kasıtlı olarak tasarlanmıştır.
Eğer yapay zeka, "rahatsız edici" olduğu gerekçesiyle bu sahneleri yumuşatır, kanı siler veya diyalogları değiştirirse; ortaya çıkan ürün yaratıcısının amaçladığı derinlikten yoksun, sterilize edilmiş ve ruhsuz bir deneyime dönüşebilir.
Panik Yapmaya Gerek Var mı?
Hemen karamsarlığa kapılmadan önce, teknoloji dünyasının bir gerçeğini hatırlamakta fayda var: Her patent, ürüne dönüşmez.
Büyük teknoloji şirketleri, "her ihtimale karşı" fikirlerinin haklarını korumak için sık sık patent başvurusu yaparlar. Sony'nin geçmişinde de, PS3 konsollarını holografik projektörlere bağlamak gibi fütüristik ama asla hayata geçmemiş patentler bulunuyor.
Bu projenin varlığı, PlayStation 6'nın kesinlikle sansürlü geleceği anlamına gelmiyor. Ancak Sony'nin yapay zeka ve içerik kontrolü konusunda ne kadar ileri gitmeyi düşündüğünü ve bu alanda "Kasları esnettiğini" görmek, oyuncular için hem heyecan verici hem de düşündürücü.
Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
