Martin Scorsese’nin Kaderini Değiştiren Cümle: “Bir Yılını Bu Berbat Şeyi Yaparak Harcadın”

Martin Scorsese

Martin Scorsese, sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden biri olarak anılsa da, kariyerinin başında başarıya giden yol onun için hiç de düzgün değildi. Yeni yayınlanan Apple TV+ belgeseli Mr. Scorsese, usta yönetmenin hayatına derinlemesine bir bakış sunuyor ve Scorsese’nin kariyerinin ilk yıllarındaki mücadelelerini gözler önüne seriyor. Belgesel, Scorsese’nin Taxi Driver gibi başyapıtlarla tanınmadan önceki inişli çıkışlı yolculuğunu, samimi anekdotlarla anlatıyor. Bu hikayelerden biri, 53 yıl önce John Cassavetes’in Scorsese’ye söylediği tek bir cümlenin, onun sinema anlayışını ve kariyerini nasıl kökten değiştirdiğini ortaya koyuyor.

Boxcar Bertha: Scorsese’nin İlk Büyük Adımı mı, Yoksa Bir Hata mı?

Martin Scorsese, 1972 yılında Boxcar Bertha adlı romantik suç dramasını yönettiğinde, henüz adını geniş kitlelere duyurmamıştı. Film, düşük bütçeli projeleriyle tanınan Roger Corman’ın siparişi üzerine çekildi. Corman, 1960’ların sonlarında Bonnie and Clyde gibi hit filmlerin düşük bütçeli taklitlerini yapmasıyla ünlüydü ve Boxcar Bertha da bu furyanın bir parçasıydı. Scorsese, kısıtlı bütçeye rağmen projeye büyük bir tutkuyla sarıldı. Sınırlı kaynaklar, onu yaratıcı çözümler bulmaya zorladı ve bu film, onun için önemli bir dönüm noktasıydı.

Ancak Scorsese’nin bu emeği, ne yazık ki çevresinden beklediği övgüyü alamadı. Yakın arkadaşları, Boxcar Bertha’yı adeta bir “hastalık” gibi gördü ve filmi Scorsese’nin filmografisinde bir leke olarak nitelendirdi. Genç yönetmen, hayallerindeki iş birliklerini kurmakta zorlanıyordu ve Boxcar Bertha, onun kariyerinde bir engel gibi duruyordu.

John Cassavetes’in Sert Ama Hayat Değiştiren Eleştirisi

Mr. Scorsese belgeselinde, Martin Scorsese’nin Amerikan bağımsız sinemasının efsane ismi John Cassavetes ile olan buluşması, kariyerinin dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Cassavetes, Boxcar Bertha’yı izledikten sonra Scorsese’ye yaklaşarak şu çarpıcı cümleyi söyledi:

“Bir yılını bu berbat şeyi yaparak harcadın. Bir daha yapma.”

Bu sözler, Scorsese için bir tokat gibiydi, ama aynı zamanda bir uyanış çağrısı oldu. Cassavetes’in sert eleştirisi, genç yönetmene sinemada kendi sesini bulması gerektiğini hatırlattı. Scorsese, bu tavsiyeyi ciddiye aldı ve bir daha asla Roger Corman gibi yapımcılarla sipariş üzerine projeler yapmadı. Bunun yerine, kendi vizyonunu yansıtan, kişisel ve özgün bir proje olan Mean Streets’i hayata geçirdi.

Mean Streets: Scorsese’nin Gerçek Başlangıcı

1973 yılında çekilen Mean Streets, Scorsese’nin sinema dünyasında kendi imzasını attığı ilk büyük adım oldu. Robert De Niro ve Harvey Keitel’in başrollerini paylaştığı bu film, New York’un karanlık sokaklarında geçen bir suç hikayesini anlatıyordu. Scorsese, bu filmde kendi deneyimlerinden ve İtalyan-Amerikan kimliğinden ilham alarak, otantik ve yoğun bir anlatım yarattı. Mean Streets, hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük övgü aldı ve Scorsese’yi sinema dünyasında ciddi bir yönetmen olarak konumlandırdı.

Cassavetes’in tavsiyesi, Scorsese’nin sadece yaratıcı yönünü değil, aynı zamanda kariyer stratejisini de değiştirdi. Mean Streets’ten sonra gelen Taxi Driver (1976), Raging Bull (1980) ve Goodfellas (1990) gibi filmler, Scorsese’nin sinema tarihine damga vuran bir auteur olduğunu kanıtladı. Cassavetes’in o sert ama dürüst sözleri, Scorsese’nin “kiralık yönetmen” olmaktan vazgeçip kendi hikayelerini anlatmaya odaklanmasını sağladı.

Mr. Scorsese Belgeseli: Bir Ustanın Hikayesi

Apple TV+’ın Mr. Scorsese belgeseli, yönetmenin kariyerinin sadece parlak anlarını değil, aynı zamanda zorlu başlangıçlarını da gözler önüne seriyor. Scorsese’nin samimi itirafları, genç bir yönetmen olarak karşılaştığı reddedilme ve hayal kırıklıklarını ortaya koyuyor. Belgesel, aynı zamanda Scorsese’nin sinemaya olan tutkusunu ve her şeye rağmen nasıl kendi yolunu çizdiğini de vurguluyor.

John Cassavetes’in Scorsese üzerindeki etkisi, belgeselin en çarpıcı anlarından biri. Bağımsız sinemanın öncüsü olan Cassavetes, Faces ve A Woman Under the Influence gibi filmleriyle kendi özgün tarzını yaratmıştı. Onun Scorsese’ye verdiği tavsiye, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir mentorun genç bir yeteneğe yol göstermesiydi.

Scorsese’nin Mirası ve Geleceği

Martin Scorsese, bugün 82 yaşında ve hala aktif bir şekilde sinema dünyasına katkıda bulunuyor. Son filmi The Irishman (2019) ve yaklaşan projeleri, onun yaratıcı enerjisinin hiç azalmadığını gösteriyor. Mr. Scorsese belgeseli, onun sinema tutkusunu ve kariyerindeki dönüm noktalarını anlamak isteyen herkes için bir hazine niteliğinde.

Boxcar Bertha’nın hayal kırıklığı ve Cassavetes’in sert sözleri olmasaydı, belki de Scorsese’nin efsanevi kariyeri bu kadar parlak olmazdı. Bu hikaye, genç sanatçılara bir ders niteliğinde: Kendi sesinizi bulmak, bazen en sert eleştirileri dinlemekten geçiyor. Martin Scorsese, bu dersi alarak sinema tarihini değiştirdi ve bugün hâlâ ilham vermeye devam ediyor.